sos19

Sosyal Belediyecilik Anlayışında Devrim

'Halka hizmet hakka hizmettir' şiarıyla yola çıkan, 'karanlık geçmişten aydınlık geleceğe' sloganıyla hizmetlerine her gün bir yenisini katan belediyemiz, sosyal belediyecilik anlayışında çığır açmaya devam ediyor.
Birbiri arkasından gelen hizmetleri takip etmekten yorgun düştüğümden veyahut artık böyle yaşamayı kanıksadığımdan olacak milletimizin yüzünü güldüren hayırlı hadiselere nicedir yer vermiyordum.
Efendim haklı olarak bir iki defa övgüyle söz etsem, hemen sağda solda 'yalaka' diye takılmalar başlıyor. Belediyemizi çekemeyen, haset çevrelerin bu hayırlı icraatlara nazar değdireceğinden korkuyorum.
Bu seferki projeyi de göz yaşları içerisinde çarşamba günkü gazetemizden okudum. 'Garibanlar İçin Gıcır Gıcır Giysi' başlığıyla verilen haberde üst katları evsiz garibanlar için kullanılan İzgaz bürosunun en üst katında Sevgi Mağazası'nın hizmete girdiğinin müjdesi veriliyordu.
Efendim buradan hizmet görmek de son derece basit; yoksul vatandaşlarımız Çözüm Masası'na başvuruyorlar ve belediye ekiplerinin araştırması sonucunda yoksulluğunuz tescillenirse 25-50 YTL değerinde Sevgi Mağazası'ndan alışveriş yapmaya hak kazanıyorlar.
Kura yok, çekiliş yok, kupon yok, beklemek yok. Yoksulluğunuz belediyece tescillendiği takdirde siz de derhal şefkat dolu sevgi dolu ellerden gıcır gıcır kıyafetleri alabilirsiniz.
Madem yoksulluktan söz ediyoruz. Öyleyse Mayıs ayı itibariyle yoksulluk sınırı rakamlarını verelim de, milletimizin kafasında 'acaba ben başvurabilir miyim' diye bir şüphe kalmasın.
Efendim gıdanın yanı sıra kira, ulaşım, yakacak, giyim, eğitim ve kültür gibi harcamalar da dahil edildiğinde dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı tutarı, Mayıs ayı itibariyle 984 milyon 994 bin lira olarak gerçekleşti.
Bu rakamlara ve milletimizin durumuna bakacak olursak, Sevgi Mağazası'nın mağazalar zincirine dönüştürülmesi elzemdir.
Efendim kanaatimce belediyemizin bu hizmetleri katlanarak artacaktır. Görünen köy kılavuz istemez. Garip evi ile yola çıkıldı, Sevgi Mağazası'na gelindi. Çok yakında 'Şefkat Lokantaları' neden kurulmasın?
Bu projede de açlık sınırı dikkate alınabilir. Belediyemizin yetkili kişilerince, açlığı tescil edilen vatandaşlarımızın karnı burada bedavaya doyurulabilir. Hem bir vatandaşın aç olup olmadığının araştırılması öyle zor bir iş de değil. Öyle sanıyorum ki, Şefkat Lokantaları birkaç ay içinde dünyanın en büyük restoranlar zinciri haline bile gelebilir.
Son olarak, efendim madem yoksulların, garibanların giyim kuşam işine eğildik, sokakta her daim rastladığımız, yalınayak başı kabak vatandaşlarımızın oluşturduğu görüntü kirliliği sorununun hal çaresine niye bakmıyoruz? Daha önce de defalarca zikrettiğim gibi bu vatandaşlarımızı bir takım sponsor firmalar pekala giydirebilir.
Bakınız, bu tür sosyal projelerle çok yakında, yoksullarımız da Avrupa Birliği standartlarına ulaşacaktır. Kim bilir bir gün, Türkiye'de metrekareye en çok dilenci düşen yer olan yürüyüş yolunda, sosyal belediyecilikten nasibini alan dilenci vatandaşlarımız, Allah rızası için bir ekmek parası yerine Avrupa'da olduğu gibi Allah rızası için bir fincan kahve parası diyerek dileneceklerdir.
Kim demiş sivrisineklerle uğraşacağınıza bataklığı kurutun diye alın size sosyal projeler...

Sessiz Elektrikli Süpürge Ne Zaman İcat Edilecek?
Efendim televizyonda ne zaman bir maç olsa, söz birliği etmişçesine bizim kahvede toplanıyoruz. Sorarsan herkes kahveden şikayet eder. Kimi gürültüyü sevmez, kimi sigara dumanından rahatsız olur, kimi gıcık olduğum adamlar hep burada der ama maç saati geldiğinde bir bahaneyle herkes televizyon karşısındaki yerini alır. Şifresiz kanallarda yayınlanan maçlarda da durum böyle.
En sonunda dayanamayarak yahu hem öyle diyorsunuz, hem de kahveden çıkmıyorsunuz dediğimde herkes kendine göre bir bahane uydurdu.
Biri bizim televizyon bozulmuş dedi. Diğeri televizyonun o kanalı çekmediğini söyledi. Bir başkası evlerinde elektrik arızası olduğundan dem vurdu.
Meselenin iç yüzü bu arkadaşlarla baş başa konuşmaya başladığımda ortaya çıktı. Hepsi ağız birliği etmişçesine, "yahu sorma, ne zaman televizyonda maç yayını olsa, bizim hanımın temizlik hastalığı tutuyor. Televizyonun önündeki sehpayı, halıları, kilimleri hatta televizyonu sileceği tutuyor. Hele o elektrikli süpürgenin iç parçalayan gürültüsü yok mu? Şeytan diyor süpürgeyle birlikte tut karıyı fırlat pencereden."
Hususiyetle elektrikli süpürge meselesinden bütün evli arkadaşlar muzdarip. Bir tek pazarımız var, süpürgenin uğultusunu dinlerken o gün bize ıstırap oluyor diyorlar. Terzi Veysel, "valla bu makinenin sessiz olanı icat edilsin, beş milyar da olsa paraya kıyıp alırım" diyor.
Ünlü markalar, Türk Kahvesi makinesi, vcd'li televizyon, alttan üsten az suyla yıkayan çamaşır makineleriyle uğraşacaklarına bu işe bir el atsınlar. Görün bakalım satış rekorları kırmıyorlar mı? Valla bizim kahveci maç saatlerinde sinek avlar.

http://www.ozgurkocaeli.com.tr/makale/sosyal-belediyecilik-anlayisinda-devrim-3317.html
 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol